31 Aralık 2008

AH FİLİSTİN ACILI FİLİSTİN...



NASIL BİR YILBAŞI KUTLAYABİLİRİM'Kİ


NASIL ÇALIP OYNAYABİLİRİM.?


UMARIM TÜM GÖZ YAŞLARI DİNER YARIN


TÜM ÇOCUKLAR GÜLER


UMARIM...


Kadınlara, küçük kızlara sünnet eziyeti.



Küçük kız jiletle sünnet edildi

İşte insanları Allah ile aldatmanın bir başka yolu.
Erkeklerin bencilliğimi dersiniz,kadınların cahilliğimi ,yoksa çaresizliğimi.
kuranda asla yeri olmayan bu hurafeye yıllardır inanılması ne kadar şaşırtıcı değilmi
kız çocuklarının sünnet edilmesi.
Bunu ne namus kavramıyla nede sadakatla maskelemenin bir anlamı yok,
Dünyada 140 milyon sünnetli kadın yaşıyor
Allahın bir çok nimetinden yoksun olarak,yazıktır günahtır...




Henüz 7 yaşında küçük kız bir odaya kapatılıp jiletle sünnet edildi.
Çığlıkları mahalleyi titretti.
Amerikan Washington Post gazetesi Kuzey Irak’ta kız çocuklarına
sünnet uygulamasını yazdı.
Son derece yaygın olan bu ilkel uygulamaya son vermekte Kürt liderlerinin
yanaşmadıkları da belirtildi.
7 yaşındaki Şilan'ın sünnetini fotoğraflarla yansıtan Post,
kadınların yüzde 60’ının sünnetli olduğunu,
yasaklama girişimlerinin de parlamentoda rağbet görmediğini aktarıyor.
Washington Post muhabiri Amit R. Paley tanık olduğu sünnet törenini şöyle anlatıyor: "7 yaşındaki Kürt kızı Şilan Enver Ömer,
ağzı kulaklarına varmış bir gülümsemeyle,
annesinin söz verdiği partiyi görmek umuduyla komşunun evine dalıverdi.
Ancak parti marti yoktu. Bir kadın kapıyı kapattı.
Ebe olan bir kadın ise paslanmaz çelikten jileti uzatarak
’Bunu Allah adına yapıyorum’ dedi. Şilanın çığlığı mahallenin en ucundan duyuldu.
İşlem tamamlandıktan sonra Şilan ağlayarak eve dönerken
annesi gururla gülümsüyordu."Muhabir, Şilan’ın annesinin sünneti neden yaptıklarını bilmediklerini
ancak Allah’ın emri olduğu için uymak zorunda olduklarını söylediğini belirtiyor.
91 yaşındaki bir kadın ise, "sünnet olmamış kadının elinden yemek yemem" diyor.Kürt parlamentosu kadın komisyonu başkanı Pakşan Zangana ise,
Kuzey
Irak’ta sünneti yasaklatmak ve uygulayana 10 yıl hapis cezası verilmesi için
mücadele ediyor. Ancak Kürt liderlerin "dünyanın dikkatini bu küçük meseleye çekmemek için" isteksiz olmalarından dolayı,
tasarının bir yıldır rafta bekletildiği belirtiliyor.
Şila ise "Elimden yemek yemesinler, keşke bu acıyı çekmeseydim" diyor.

27 Aralık 2008

ALLAH BUNUN HESABINI SORACAK...



Sebebi ne olursa olsun,masum ve silahsız insanların üzerine yağdırdığınız bombalar vijdanınızı hiç sızlatmadımı ? tabi vijdanınız varsa...


Bütün Dünyayı kan gölüne çevirdiniz, çocuk kadın demeden.Kendi yarattığınız terörün içinde boğulacaksınız.Satın aldığınız ve işbirliği yaptığınız tüm siyasilerde buna dahil olacaktır,unutmayın sıra sizede gelecek...






15 Aralık 2008

TEPKİSİZ TOPLUM OLDUK...


Günlerdir izliyoruz komşu yunanistandaki olayları,gençlerin ve halkın tepkisini,kendi ülkemde yaşananlar geliyor gözlerimin önüne,acaba diyorum bizim ülkemizde yaşananlar onlarda olsaydı neler olurdu acaba bizler tepkisiz bir toplum olarak beyenmediğimiz komşudan alacağımız bir ders yokmu ?

Evet bir ayakkabının nelere gücü yettiğini hepimiz ekranlarda gördük ve o gazeteciyi hangimiz taktir etmedik'ki...

Kendi ülkemdeki bazı gazeteciler geldi aklıma,kalemini satanlar,ruhunu satanlar,şerefini satanlar.

Iraklı o gazetecinin ayakkabısını çerçeveletip sizlerin baş ucunuza asmalı her gece yastığınıza başınızı koyduğunuzda o ayakkabının altında ezilmeli ve utanacak yüzünüz varsa utanmalısınız.

İşte beyenmediğimiz komşularımız ne güzel ders verdiler Dünyaya değilmi,şimdi iki elimizin arasına alalım başımızı ve düşünelim,biz neden böyle olduk diye...

21 Kasım 2008

Şehit kanıda'mı yüreğinizi sızlatmıyor..

Yine nerelerden emir aldınız bilmiyorum ama,bu iş çok mide bulandırıcı ve rezilce bölücülerin baskısına boyun eydiniz,çocuk katili şerefsizin istirahatgahını restore edip cennete çevirmek niyetindesiniz anlaşılan,bu teslimiyetçi zihniyetiniz binlerce Şehit ailesinin yüreklerini sızlatıyor,acılarını tazeliyor.
Bende akrabalarından aslan gibi 7 evladını bu vatana Şehit veren bir Gazi olarak,umursamadığınız o Şehit aileleri gibi size hakkımı asla helal etmiyorum etmeyeceğimde,İşçinize,çiftçinize ve memurunuza gösterdiğiniz kabadayılığın onda birini bu kansızlara neden gösteremiyorsunuz,Cumhuriyet Meclisinin çatısı altında,O şerefsiz çocuk katiline sayın deme cesareti gösteren cinsleri belli köpeklere neden sesisiniz çıkmıyor acaba,bu onurlu Türk halkının yüzünü daha ne kadar yere eydirmeye niyetlisiniz.
Sözünden çıkamadığınız AB ve ABD işbirlikçileriniz görüşme masalarında karşınıza pkk lı köpekleri oturtuyorlar gıkınız bile çıkmıyor,Avrupa parlementosu çatısı altında,sözde milletvekilleri,sözde belediye başkanı Türkiye Cumhuriyetine hakaret ediyor,soykırımdan bahsediyor sizde çıt yok,acaba bu reziller sizlerin sahte kabadayılığınızdan’mı cesaret alıyorlar.
Sizler sudi kralını,iran Cumhurbaşkanını Anıtkabre sokamadınız ama,elin oğlu Hindistan’da sizleri hemde çıplak ayakla Gandinin kabrinde nasılda tur attırdı değilmi,öyleyse her memleketin kuralı varmış ve uymak gerekirmiş değilmi.
Kırmızı bültenle İnterpol tarafından sözde aranan pkk lı köpekler Dünyanın her tarafında konferanslar veriyor,karşınıza dikiliyor ve nedense yakalanmıyor sizde yine tek çıt yok,ama ABD mahkemesinden gelen bir kararla Bir Türk kadınının evladını bağrından koparıp uyuşturucu müptelası amerikan kocasına teslim edebiliyorsunuz,bu korkunun sebebi nedir ha,nedir?
Adamlar şehirlerimize geldiler,mahallelerimize geldiler,canlarımızı yakıyorlar mallarımızı yakıyorlar her türlü pisliğin altından onlar çıkıyor,sizde hala ciddi bir tedbir yok,1 mayısta işçilere gösterdiğiniz gücü neden onlara karşı göremiyoruz yoksa onlarında dokunulmazlık zırhımı var,yoksa bizlerin sabrınımı deniyorsunuz Şehit cenazelerine de alınmıyoruz artık,İnsan kendi halkından korkarmı,unutmayın bizlerinde sabrı bir yere kadar,bıçak kemiğe dayandı artık bu millet bir patlarsa Allah herkezi korusun benden söylemesi…

24 Eylül 2008

................ SİZİ BİR ADAM SANDILAR...




Boyunuza posunuza bakıp sizi bir adam sandılar,lafınıza sözünüze kanıp insan sandılar,sahte sevginize inanıp vijdan sahibi sandılar,kıblenize inanıp müslüman sandılar sizi.
Ne bilsinler sizin kıblenizin bozuk olduğunu,ne bilsinler sizin inançları sömüren birer sülük olduğunuzu,kurduğunuz saltanatın temelinin pislik olduğunu ne bilsinler,sizlerinde diz çöküp etek öptüğünüzü ne bilsinler,geleceklerini yok ettiğinizi ne bilsinler,en ufağınızdan en büyüğünüze bir sahtekar olduğunuzu ne bilsinler,sizin insana saygınızın olmadığını,Allah ile Kitap ile aldattığınızı ne bilsinler.
Şimdi utanmadan sıkılmadan,maşalarınızı korumaya çalışıyorsunuz,İnsanların gözünün içine baka baka yalan söylüyorsunuz,İnsan olan biraz utanır be,ama sizlerde yüz yok’ki kızarsın,vijdan yok’ki sızlasın,sizler bu işleri meslek edinmişsiniz saten,hanginizin sicili temiz’ki,merhamet avcısı kan emiciler.
Şeref namus ipe asılmaz,bu kadar pisliğin üzerinde oturulmaz,kokunuz tüm Dünyaya yayıldı nasıl sıkılmadan insan içine çıkabiliyorsunuz,insanları korkutarak,baskı uygulayarak nereye kadar susturacağınızı sanıyorsunuz,takke düştü artık kel göründü,bu pislikleri hiç bir şeyle saklıyamazsınız,gelin itiraf edin artık ,yoksa bu insanların hesap soramıyacağınımı sanırsınız,pirinizin dediği gibi kanlımı olur kansızmı onu siz düşünün gayrı,son yıla bir bakın onurları uğruna kaç insanımızın ölüsü verildi ailesine,sizin gibi gerine gerine,suçu sabit olduğu halde halkın içinde gezmedi.
Ülke sevdalıları,Vatan sevdalıları,gerçek inanan Müslüman evlatları,değerlerimiz bir bir yok ediliyor,aldatılıyoruz,soyuluyoruz,kandırılıyoruz ve satılıyoruz,İnançlarımızla alay ediliyor,Cumhuriyetin değerleri gizli pazarlıklara peşkeş çekiliyor,her şeyimiz yabancı bankalara rehin ediliyor,kıymetli Türk ordusunun içi boşaltılıyor askerimiz rencide ediliyor,şehitlerimiz bile haber olmaktan çıktı bu ülkede,ekranlarda hırsızların pazarlığı seyrettiriliyor bizlere,çocuklarımız ölüyor güvendiğimiz hastanelerde,ehil olmayan insanlar iş başına getiriliyor,suçsuz insanlar sırf korku salmak için tutuklanıyor ve ölüme terk ediliyor,gerçek suçlular saltanat sürüyor,kadınlarımız horlanıyor eziliyor bir paket bulgur için rencide ediliyor,bizleri yönettiğini zannedenler saltanat sofralarında keyif sürüyor alay ederek,Sizlerde namussuzlar kadar cesur olun artık yeter.
Ben bu Ülkenin bir evladı olarak,Sayın Kemal kılıçdaroğluna teşekkürler ediyorum,tek başına büyük bir yüreklilikle bütün dıngıl mıngıllara aldırmadan,açıkladığı bütün soygunları, her şeyi belgeleriyle halka sunduğu için,onun kadar onurlu olun beyler,açıklayın servetlerinizi’de bu halk Akları Karaları görsün,ihlasları,kombassanları,yimpaşları,fenerleri,beyazları siyahları görsün,kabadayılık lafla olmuyor yürek gerek yürek…

23 Ağustos 2008

Çaresizlik..


Bazı anlar vardır hayatımızda,öyle çaresiz,öyle yanlız hissederiz ki kendimizi,elimizden bir şeyin gelmemesi’nin verdiği eziklik yakar yüreğimizi,sevdiğimiz insanların acı çektiğini görmek,bilmek veya hissetmek en az onlar kadar acıtmaz mı içimizi,sızlatmaz mı yüreğimizi,seni anlıyorum acı ve sıkıntını paylaşıyorum demek nereye kadar teselli sayılır ki,buda bir türlü çaresizlik değilmi,bazen yüzümüzü kaçırırız gerçeklerden,bazen kendimizi saklarız,bir fikrimiz yokmuş gibi davranırız,buda çaresizlikten değilmi ..


Bazen siz yüreğinizi koyarsınız ortaya,sevdiğiniz kişilerin acılarına,sıkıntılarına çare olmak uğruna,bıçağın keskin tarafında çıplak ayakla yürümek gibi,neler olacağına aldırmadan,bu kez de sevdiklerinizin durumu uygun olmayabilir sizden yardım almaya,açıklamazı zor bir durum bu,haksızlığa uğradığına inanırsınız çaresizdir sessiz kalır cevap veremez,bizlerde görmezden geliriz bu durumu,işte o zaman insan kendini açık denizde küreksiz bir sandalda hisseder adeta,hep acı verir çaresizlik hep, içimizi yaka yaka..


İşte insan böyle zamanlarda kendi yanlızlığına sığınır,karanlığında hapseder yüreğini,kapatır gözlerini çaresizliğe hüzünlü şarkılara türkülere teslim eder dudağında ki sessizliği,kadehlerle söndürmeye çalışır içini yakan acının alevlerini,ne yazık ki,çaresizlik büyüdükçe büyür boğar bizi kendi bedenimiz de, yüreğimize akan göz yaşlarına aldırmadan…


Evet gönül dostları,umarım hiç düşmezsiniz çaresizliğin içine,hiç yakmaz o ateş yüreğinizi,sevdiklerinize ve dostlarınıza çok sıkı sarılın,sarılın ki bir gün onlarda sizin çaresizliğinize,çaresiz kalmasınlar…


Tufan genç

19 Temmuz 2008

Sevmeli insan...


Sevdiği olmalı insanın

Eski ahşap pencereye.hayat veren çiçek gibi

Özlemeyi sevmeli

Yıldız kadar gizemli.serçenin masumluğunda ürkek

Duyguyu yaşamalı bedeni

Rüzgara inat.ateşi yakmalı dokunmadan yüreği

Gözleriyle gülmeli insan

Ne kadar hüzün varsa içinde.eriyip gitmeli

Çocuk yüreği olmalı

Yemyeşil çayırlarda şarkı söyleyip koşmalı.bağırarak

Büyüsü sarmalı sevdanın

Seni kucaklayan.o eşsiz duyguların ferahlığında

Sıkıca tutmalı ellerini

Yarınsız zamanların iki yolcusu olmalı.cesurca

Yürekleri çarpmalı aynı anda

Nefesler.dalga dalga sararken bedenleri

Aşk Korkusuzca yaşanmalı

Birbirinde erimeli tutkunun alevleri... 16.07.2008 Ank.

6 Temmuz 2008

ananı öpen Kadı ise...






Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş. Vitrinde, güveç içinde nar gibi kızarmış, sahibini bekleyen nefis bir ördek var. Kadı, fırıncıya "Ben bunu aldım" demiş.
Kadı’ya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş.
Az sonra ördeğin sahibi gelmiş: "Hani bizim ördek?"
Fırıncı boynunu büküp "Uçtu" deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış… Bir duvardan atlarken, bilmeden öteki taraftaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş.
Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış…
Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak kadı’nın karşısına çıkarmışlar.
Kadı sırayla sormuş… Ördeğin sahibi, "Bu adam ördeğimi hiç etti" diye şikáyet etmiş.
Kadı, fırıncıya sormuş: "Ne yaptın bu adamın ördeğini?"
Fırıncı "Uçtu" demiş. Kadı, kara kaplı defterini açmış:
"Ördeğin karşısında tayyar yazılı. Tayyar ’Uçar’ anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil" diyerek fırıncının beraatine karar vermiş.
Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş… Onun şikáyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş: "Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek gözü çıkarıla…"
Davacı "Ne olacak?" diye sorunca kadı, "Şimdi" demiş, "Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız."
Tabii gayrimüslim şikáyetinden hemen vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş.
Çocuğunu kaybeden kadının kocasına da kadı, "Tamam" demiş, "Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak."
Böyle olunca fırıncı bu davadan da kurtulmuş. Kadı dönmüş Yahudi’ye: "Senin şikáyetin ne?"
Yahudi ellerini açmış, "Ne diyeyim kadı efendi" demiş, "Adaletinle bin yaşa sen e mi?"
Kıssadan hisse: Ananı öpen kadı ise kime şikáyet edeceksin? Bugün ülkedeki durum bu!
Rahmi turan’dan alıntıdır.

4 Temmuz 2008

Hiç mavi kanatlı kuş gördünüz'mü


Siz hiç mavi kanatlı kuş gördünüz’mü
Gök yüzünde kuyruğu sevgiyle süslenmiş
Pırıl pırıl,yıldızların arasında geceye huzur veren
Titrek ürkek ama,Pamuk yüreği kararlı
Siz hiç yazdınızmı,Mavi kanatlara sevdayı
Yanlızlığa sessizliğe,Sağır gecelere inat
Yüreğinizle çaldınızmı hiç,gönül kapısını sıkılarak
Özlemlerin hasretlerin ateşine aldırmadan
Ben yazdım be Hayat,Sana bile inat
Umutlarımı yazdım,sevdağlarımı yazdım
Yüreğimle çaldım kapısını,duydu beni açtı yüreğini
Kor ateş gibi sımsıcak yüreğine,sardı yüreğimi
Dün gece yüreğime,Mavi kanatlı bir kuş kondu
Baharlarıma çiçek gibi,Kışlarıma güneş gibi
Pamuk yüreğini koydu,yüreğimin üstüne cesurca
Duygularıma inanarak,Sevgilerime inanarak… 4.7.2008

Sevgili dostlar,umudunuzu yitirdiğinizde,çevirin yüzünüzü göklere
Mavi kanatlı kuş,sizleride bulacaktır,yüreğinize konacaktır…

27 Haziran 2008

Ciyerlerimiz yanıyor


Merak ediyorum hangi ruh halindesiniz,Ormanlarımızı yakarken,İnsanlığın neresindesiniz o ateşi çakarken,çok merak ediyorum nasıl kıyıyorsunuz ülkemin ciyerlerine,tabiatın dengesine,vatanın servetine nasıl ? Bu kin niye,bu intikam neden.
Başınızı sokacak bir gecekondu yapmaksa amacınız,başınıza çöker inşallah üç kuruş fazla kazanmak için tarla açmaksa niyetiniz,zehir zıkkım olur inşallah Size kimseler öğretmedimi Ormanların gerçek bir servet olduğunu,hayat olduğunu yaşam kaynağı olduğunu,milyarlarca canlının yuvası olduğunu,kimseler öğretmedimi her kuşun yüzlerce ağaç olduğunu,her arının binlerce tohum olduğunu nasıl eliniz varıyorda çakıyorsunuz ateşi ülkemin bağrına,Nasıl ?
Tarihimizi yok ediyorsunuz,şehidimize bir kurşun daha sıkıyorsunuz,yürekleri yakıyorsunuz,Dilerim yüce Allahımdan sizinde yüreklerinize ateş düşürür dilerim inşallah,ne istediniz Çanakkaleden ne istediniz geliboludan,Ne ?
Ömründe bir yaprak bile yetişmemiş beyinler ne anlar ağaçtan,ormandan ömründe bir hayvanı sevip koklamamış insanlar,ne anlar sevgiden,doğadan Bu ülkeyle bir savaşınız var ise birazcık Erkek olunda mertce döğüşün be mertçe Allah’tan korkmazlar,Yeter.!!!

26 Haziran 2008

Haydi be gönül...


Haydi be gönül,kalk yerinden yetti gayrı yattığın
Bak tüm çiçekler el sallıyor,tut birinin elinden
Yeter benimle geçirdiğin kışlar,aç gözünü uyan
İsyanlarda bak bedenim,arı ol böcek ol uç yüreğimden

Bıktı duygular seninle gecelemekten,yıldızlara bak
Seç en parlağını yapış koluna,aydınlansın ruhumuz
Bitsin mühebbetler kafesimizde,bir çift kanat ol uç artık
Bak nasılda parlıyor Ay,davetkar cilveli,haydi şimdi zamanı

Can arzuluyor cananı,hayatı bölüşecek bir sultanı
Sakın tek başına döneyim deme Gönül,açmam kapıyı
Ateş var yürekte,köz var,yakarım vallahi kanadını
Bir kışa daha tahammül yok,Can çekiyor canan ile Baharı... 26/6/2008 Ank.

18 Haziran 2008

Cemaatin deşifresi...


Cemaatin deşifresiHakan Yavuz ABD’de yaşayan bir akademisyen.Cemaat üzerine son derece önemli tespitleri olan bir isim.Geçtiğimiz gün Hürriyet’ten Özdemir İnce’ye yolladığı bir mektuptaki tespitler son derece önemli.Bakın Hakan Yavuz bir dönem çok yakın inceleme fırsatı bulduğu cemaatle ilgili ne gibi tespitlerde bulunuyor:1) Cemaat samimi değil; cemaatin içeride ve dışarıda geliştirdiği birbirine zıt iki ayrı dili var.2) Cemaat bir siyasi proje peşinde ve bu Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine uygun bir proje değil.3) Cemaatin gerek içeride gerekse uluslararası alanda meşruiyet arayışı, dış aktörler karşısında zayıflığı, onu edilgen bir konuma sokmuş, bu nedenle işbirliği yaptığı uluslararası aktörlerle ilişkisi sorgulanmalıdır;4) Cemaat özelde Said-i Nursi’nin Risale-i Nur’unu, genelde ise İslam’ı ‘araçsallaştırmıştır’. Gittikçe İslam’sız bir İslam anlayışı hakim olmakta ve güce odaklanmış bu İslam anlayışı ahlaki çekirdekten uzaklaşmaktadır.Bundan bir süre önce de Odatv.com’a konuşmuş ve gene çok önemli tespitlerde bulunmuştu.Bakın benim alıntı yaptığım bölümler...(...)Dört tane dava var benim için önemli olan: Yücel Aşkın duruşması, Şemdinli davası, Atalar Operasyonu ve Sauna Operasyonu. Şimdi de Ergenekon.Bu ilk dört davaya cemaat yön vermeye kalkıştı. Cemaatin basın organlarının bu davalarla ilgili yayınlarına bakın. Yücel Aşkın’a ne iftiralar atıldı. Ergenekon’da bir yıldır insanların dava açılmadan içeride tutulmasını izah edemiyorum.(...)Mesela Şemdinli Davası’nın meşhur savcısı Ferhat Yalçınkaya nerede(ydi) biliyor musunuz?Hadi bir tahminde bulunun.Evet. Doğru tahmin...Aşağıdaki satırlar Hürriyet’ten Yalçın Bayer’in köşesinde yayınlandı.Bakın süreç şu aşamada hangi evrede...?Fethullah Gülen’in başında olduğu cemaatin terör örgütü olduğuna dair iddianameyi Nuh Mete Yüksel hazırladı. Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, Fethullah Gülen cemaati için ‘terör örgütü değildir’ diye yazı gönderince, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi beraat kararı verdi.Yargıtay 9. Dairesi de bunu onadı. Ama Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya bu karara itiraz etti.Gülen cemaati için terör örgütü değil silahsız çete suçlamasının yerinde olduğunu, bu suçlama nedeniyle de beraat değil zamanaşımı söz konusu olduğunu belirledi.Şimdi dosya Ceza Genel Kurulu’nda ele alınacak.Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 24 üyesi adın adım izleniyor ve dinleniyor.Paksüt olayı ortada.TSK’nın kalbi diyebileceğimiz Genelkurmay Karargahı ortada...Cemaat, “altın nesil”le “altın vuruş”a hazır...Şimdi burada durun ve Hakan Yavuz’un tespitlerini baştan bir kez daha okuyun. Ne diyor?Cemaat samimiyetsiz.Cemaat siyasi proje peşinde.Cemaat edilgen.Cemaat İslam’ı “araçsallaştırıyor”.Anayasa Mahkemesi’nin alacağı karardan çok daha kritik olan Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun cemaate ilişkin alacağı karardır.Sadece Türkiye açısından değil Müslümanlık açısından da son derece önemli bir karardır..S.Akinan

10 Haziran 2008

İkinci baharmı...




Gel şu ayaza çalmış gönlüme


Zamansız sevdağlar matem tutmadan


Ay bakışlım,melek yüzlüm gel


Yak kışlarımı,bahara dönsün zaman



Hayra alamet değil dilimdeki sitem


Gönül yaralı gönül yorgun,taşımıyor beden


Bahar yüreğinle tut,yak yüreğimi


Anlatsın tüm çiçekler nasıl sevdiğimi Gel ay bakışlım,yıldız takılım gel


Soluyor bütün renkler,canlar soluyor


Bir gülüşün yeter,ateş olur bu aşka


Ateş aynı ateş ama,beni yakışı başka...









Hangi ümitsiz gönülde yeşerir filizler,ümidin kadar çabala,yüreğinin yettiğince sev...





Gökten düşer yıldızlar...




Bir kıpırtılar var yüreğimde anlayamadığım
Bir sis bulutu dolanıyor gecede,seçemiyorum
Bağırıyorum,bağırıyorum sesim duyulmuyor
Ay bükülmüş gökyüzünde,gökyüzü karanlık.

Hasret kokuyor havada,gönüller çaresiz
Yaprak düşmüş toprağa,ağaçlar habersiz
Sessiz,kimsesiz çığlıklar,yayılır ovaya
Kalpler küsmüş geceye,geceler sessiz.

Hani sarılmak istersin’ya sıkıca hayata
Uzatırsın uzatırsın kollarını,tutan olmaz ya
Sökülür birer birer, gökten düşer yıldızlar
Kapanır gözlerin,karanlığa gömülür sevdağlar…

8 Haziran 2008

Hayatta ben en çok Babamı sevdim...



Hayatta ben en çok babamı sevdim.

Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk

Çarpı bacaklarıyla ha düştü, ha düşecek

Nasıl koşarsa ardından bir devin


O çapkın babamı ben öyle sevdim.

Bilmezdi ki oturduğumuz semti

Geldi mi de gidici hep hep acele işi!

Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi.


Atlastan bakardım nereye gitti,

Öyle öyle ezber ettim gurbeti.

Sevinçten uçardım hasta oldum mu

40’ı geçerse ateş, çağ’rırlar İstanbul’a,


Bi helallaşmak ister elbet, diğ’mi, oğluyla

Tifoyken başardım bu aşk oynunu,

Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu.

En son teftişine çıkana değin


Koştururken ardından o uçmaktaki devin,

Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için

ıldı nefesim, fikrim, canevim

Hayatta ben en çok babamı sevdim.

Can yücel

14 Nisan 2008

Banyo

Adam arkadaşının saçında ve sakalında pislikler görünce
yahu sen yıkanmıyormusun der.
Arkadaşı yıkanmaz olurmuyum hemen her gün bonyomu
yapıyorum ne oldu'ki?
Adam o zaman banyonun suyunu değiştir der.

(Kıssadan hisse)