14 Ekim 2011

Vahdettin'in Amerikan başkanı'na mektubu...



Osmanlı ailesi bütün hükümranlıkları süresince biz Türk kavmiyiz dememişlerdir, Vahdettin'in aşağıdaki mektubu bunu belgelemektedir, Vahdettin'in 1924 yılında ABD Başkanı'na yazdığı bu mektup, Vahdettin'i aklayıp "Büyük vatan dostu!" yapmaya çalışanların fena halde yanıldıklarını gözler önüne sermektedir, bu belge, Vahdettin'in Kurtuluş Savaşı sırasındaki hıyanetleri bir yana, asıl büyük "hıyanetini" San Remo'daki sürgün günlerinde yaptığını göstermektedir.



VAHDETTİN'İN ABD BAŞKANI'NA  MEKTUBU
(Vahdettin's Letter to the President of   U.S.A)

Vahdettin, San-Remo'da bulunduğu günlerde ABD Başkanı'na bir mektup yazmıştır. Bu mektup, Halis Reşat  Bey tarafından Paris'te bulunan Amerikan elçiliğine teslim edilmiştir. Elçilik de bu mektubun orijinalini ve İngilizce çevirisini I5 Nisan 1924 tarihli yazısıyla Washington'a göndermiştir.

Vahdettin'in mektubu  Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Arşivi'nde 86700/1788 numarada kayıtlıdır.

 İşte o ibretlik, tarihi mektup:

"Amerika Cemahir-i Müttefikiye Reisi Mösyö  Coolidge Cenaplarına
Siyasi olayların ve gelişmelerin tüm iç yüzünü, hangi nedenlerden dolayı Saltanat merkezimi geçici bir süre için terk etmek zorunda kaldığımı biliyorsunuz. Bu konuda ayrıntılı bilgi sunmayı gereksiz görüyorum.
Bu süresiz uzaklaşmanın, babadan kalma sahip olduğum Saltanat ve Hilafet makamından  vazgeçtiğim anlamına gelmeyeceği açıktır. Ankara meclisi gibi bir isyancı fitnenin bu konuda alacağı tüm kararların geçersiz olacağını bildiririm.

Şöyle ki;
İslam Hilafetinin Osmanlı Saltanatın'dan soyutlanması ve ayrılması ve Hilafetin tümüyle kaldırılması dini, kavmiyeti, vatanı belirsiz ve karışık askerlerden ve öteki sınıflardan oluşan küçük bir şer zümresinin kısmen zorla ve kısmen bilgisizlik ve gafletle yönlendirdiği beş-altı milyonluk Türk kavminin yetki alanı içinde değildir.

Bu ancak tüm İslam dünyasınca atanan uzman kişilerden oluşan bir meclisin toplanması ve tüm din bilginlerinin ortak kararı ile çözümlenecek büyük bir evrensel sorundur. İslam bilginlerinin bildiği üzere şeriata aykırı kararlar herhangi makamdan olursa olsun sonuçsuz kalmaya mahkumdur.
Bundan başka bu durumun, içinde bulunulan koşullarda İslam dünyasında sonuçları pek vahim olabilecek büyük bir heyecana yol açacaktır.. Ayrıca gelişmiş ülkelerin iç güvenliklerine de büyük bir etki yapacaktır.

Hanedanımın ileri gelenleri aleyhinde Ankara meclisi tarafından kabul edilen sürgün ve kovma, emlakine ve bireysel mallarına el koyma gibi haksız kararları hanedanım  bireylerini, insan ve kişilik haklarından soyutlar mahiyettedir.
Bu konuda yüce kişiliğiniz ve cumhuriyet hükümetiniz tarafından olanaklar ölçüsünde yapılabilecek yardımları pek değerli  sayacağımı açıklamaya gerek yoktur. 

Bu vesile ile sağlıklı olmanızı yüce haktan niyaz eylerim.

13 Mart 1924. Mehmed Vahdettin"



İşte Necip Fazıl'ın ifadesiyle, "Büyük vatan dostu Sultan Vahdettin!"

Bakın ne diyor Vahdettin, "TBMM, dini, ırkı, vatanı belirsiz ve karışık askerlerden ve öteki sınıflardan oluşan küçük bir şer zümresidir" ve "Beş-altı milyonluk Türk milleti bilgisiz ve gafildir!" şeklindeki Türk milletine ağır hakaret içeren cümleleri, Vahdettin'in Türk milletine ne denli düşman ve hıyanet içerisinde olduğunu göstermektedir.

Kurtuluş Savaşı sırasında Sivas  Kongresi'nde Amerikan mandası kabul edilmiştir! diyerek  akıllarınca Atatürk'ü ve bu ülkenin vatanseverlerini, milliyetçilerini "Amerikan mandacısı" diye damgalamak isteyen Cumhuriyet Tarihi yalancıları Vahdettin'in Amerikan başkanına yalvarıp aman dilemesine ne diyecek acaba.

"Türk milletine hakaret etti!" diyerek Aziz Nesin'e saldıranların, Türk milletine hakaret eden Vahdettin'e hangi bakış açısı ile bakacaklar merak ediyorum doğrusu..

Bugün bu ülkede din iman edebiyatı yapan bezirganlar, bilinçli olarak Vahdettin'i kahraman bir halk adamı gibi gösterirken, Cumhuriyetin kurucusu, Türk milletini bağımsızlığına ve özgürlüğüne kavuşturan Mustafa Kemal Atatürk'ü bir hain, dinsiz ve halk düşmanı gibi göstererek iğrenç oyunlarına devam etmektedirler, bu gün Müslüman toplumu Hac vazifesini yerine getirebiliyorsa Araplara Kabe'yi yıktırmayan Mustafa Kemale yatıp kalkıp dua etmelidir, bunu anlamayanlara ve inkar edenlere yazıklar olsun...