27 Haziran 2008

Ciyerlerimiz yanıyor


Merak ediyorum hangi ruh halindesiniz,Ormanlarımızı yakarken,İnsanlığın neresindesiniz o ateşi çakarken,çok merak ediyorum nasıl kıyıyorsunuz ülkemin ciyerlerine,tabiatın dengesine,vatanın servetine nasıl ? Bu kin niye,bu intikam neden.
Başınızı sokacak bir gecekondu yapmaksa amacınız,başınıza çöker inşallah üç kuruş fazla kazanmak için tarla açmaksa niyetiniz,zehir zıkkım olur inşallah Size kimseler öğretmedimi Ormanların gerçek bir servet olduğunu,hayat olduğunu yaşam kaynağı olduğunu,milyarlarca canlının yuvası olduğunu,kimseler öğretmedimi her kuşun yüzlerce ağaç olduğunu,her arının binlerce tohum olduğunu nasıl eliniz varıyorda çakıyorsunuz ateşi ülkemin bağrına,Nasıl ?
Tarihimizi yok ediyorsunuz,şehidimize bir kurşun daha sıkıyorsunuz,yürekleri yakıyorsunuz,Dilerim yüce Allahımdan sizinde yüreklerinize ateş düşürür dilerim inşallah,ne istediniz Çanakkaleden ne istediniz geliboludan,Ne ?
Ömründe bir yaprak bile yetişmemiş beyinler ne anlar ağaçtan,ormandan ömründe bir hayvanı sevip koklamamış insanlar,ne anlar sevgiden,doğadan Bu ülkeyle bir savaşınız var ise birazcık Erkek olunda mertce döğüşün be mertçe Allah’tan korkmazlar,Yeter.!!!

26 Haziran 2008

Haydi be gönül...


Haydi be gönül,kalk yerinden yetti gayrı yattığın
Bak tüm çiçekler el sallıyor,tut birinin elinden
Yeter benimle geçirdiğin kışlar,aç gözünü uyan
İsyanlarda bak bedenim,arı ol böcek ol uç yüreğimden

Bıktı duygular seninle gecelemekten,yıldızlara bak
Seç en parlağını yapış koluna,aydınlansın ruhumuz
Bitsin mühebbetler kafesimizde,bir çift kanat ol uç artık
Bak nasılda parlıyor Ay,davetkar cilveli,haydi şimdi zamanı

Can arzuluyor cananı,hayatı bölüşecek bir sultanı
Sakın tek başına döneyim deme Gönül,açmam kapıyı
Ateş var yürekte,köz var,yakarım vallahi kanadını
Bir kışa daha tahammül yok,Can çekiyor canan ile Baharı... 26/6/2008 Ank.

18 Haziran 2008

Cemaatin deşifresi...


Cemaatin deşifresiHakan Yavuz ABD’de yaşayan bir akademisyen.Cemaat üzerine son derece önemli tespitleri olan bir isim.Geçtiğimiz gün Hürriyet’ten Özdemir İnce’ye yolladığı bir mektuptaki tespitler son derece önemli.Bakın Hakan Yavuz bir dönem çok yakın inceleme fırsatı bulduğu cemaatle ilgili ne gibi tespitlerde bulunuyor:1) Cemaat samimi değil; cemaatin içeride ve dışarıda geliştirdiği birbirine zıt iki ayrı dili var.2) Cemaat bir siyasi proje peşinde ve bu Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine uygun bir proje değil.3) Cemaatin gerek içeride gerekse uluslararası alanda meşruiyet arayışı, dış aktörler karşısında zayıflığı, onu edilgen bir konuma sokmuş, bu nedenle işbirliği yaptığı uluslararası aktörlerle ilişkisi sorgulanmalıdır;4) Cemaat özelde Said-i Nursi’nin Risale-i Nur’unu, genelde ise İslam’ı ‘araçsallaştırmıştır’. Gittikçe İslam’sız bir İslam anlayışı hakim olmakta ve güce odaklanmış bu İslam anlayışı ahlaki çekirdekten uzaklaşmaktadır.Bundan bir süre önce de Odatv.com’a konuşmuş ve gene çok önemli tespitlerde bulunmuştu.Bakın benim alıntı yaptığım bölümler...(...)Dört tane dava var benim için önemli olan: Yücel Aşkın duruşması, Şemdinli davası, Atalar Operasyonu ve Sauna Operasyonu. Şimdi de Ergenekon.Bu ilk dört davaya cemaat yön vermeye kalkıştı. Cemaatin basın organlarının bu davalarla ilgili yayınlarına bakın. Yücel Aşkın’a ne iftiralar atıldı. Ergenekon’da bir yıldır insanların dava açılmadan içeride tutulmasını izah edemiyorum.(...)Mesela Şemdinli Davası’nın meşhur savcısı Ferhat Yalçınkaya nerede(ydi) biliyor musunuz?Hadi bir tahminde bulunun.Evet. Doğru tahmin...Aşağıdaki satırlar Hürriyet’ten Yalçın Bayer’in köşesinde yayınlandı.Bakın süreç şu aşamada hangi evrede...?Fethullah Gülen’in başında olduğu cemaatin terör örgütü olduğuna dair iddianameyi Nuh Mete Yüksel hazırladı. Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, Fethullah Gülen cemaati için ‘terör örgütü değildir’ diye yazı gönderince, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi beraat kararı verdi.Yargıtay 9. Dairesi de bunu onadı. Ama Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya bu karara itiraz etti.Gülen cemaati için terör örgütü değil silahsız çete suçlamasının yerinde olduğunu, bu suçlama nedeniyle de beraat değil zamanaşımı söz konusu olduğunu belirledi.Şimdi dosya Ceza Genel Kurulu’nda ele alınacak.Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 24 üyesi adın adım izleniyor ve dinleniyor.Paksüt olayı ortada.TSK’nın kalbi diyebileceğimiz Genelkurmay Karargahı ortada...Cemaat, “altın nesil”le “altın vuruş”a hazır...Şimdi burada durun ve Hakan Yavuz’un tespitlerini baştan bir kez daha okuyun. Ne diyor?Cemaat samimiyetsiz.Cemaat siyasi proje peşinde.Cemaat edilgen.Cemaat İslam’ı “araçsallaştırıyor”.Anayasa Mahkemesi’nin alacağı karardan çok daha kritik olan Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun cemaate ilişkin alacağı karardır.Sadece Türkiye açısından değil Müslümanlık açısından da son derece önemli bir karardır..S.Akinan

10 Haziran 2008

İkinci baharmı...




Gel şu ayaza çalmış gönlüme


Zamansız sevdağlar matem tutmadan


Ay bakışlım,melek yüzlüm gel


Yak kışlarımı,bahara dönsün zaman



Hayra alamet değil dilimdeki sitem


Gönül yaralı gönül yorgun,taşımıyor beden


Bahar yüreğinle tut,yak yüreğimi


Anlatsın tüm çiçekler nasıl sevdiğimi Gel ay bakışlım,yıldız takılım gel


Soluyor bütün renkler,canlar soluyor


Bir gülüşün yeter,ateş olur bu aşka


Ateş aynı ateş ama,beni yakışı başka...









Hangi ümitsiz gönülde yeşerir filizler,ümidin kadar çabala,yüreğinin yettiğince sev...





Gökten düşer yıldızlar...




Bir kıpırtılar var yüreğimde anlayamadığım
Bir sis bulutu dolanıyor gecede,seçemiyorum
Bağırıyorum,bağırıyorum sesim duyulmuyor
Ay bükülmüş gökyüzünde,gökyüzü karanlık.

Hasret kokuyor havada,gönüller çaresiz
Yaprak düşmüş toprağa,ağaçlar habersiz
Sessiz,kimsesiz çığlıklar,yayılır ovaya
Kalpler küsmüş geceye,geceler sessiz.

Hani sarılmak istersin’ya sıkıca hayata
Uzatırsın uzatırsın kollarını,tutan olmaz ya
Sökülür birer birer, gökten düşer yıldızlar
Kapanır gözlerin,karanlığa gömülür sevdağlar…

8 Haziran 2008

Hayatta ben en çok Babamı sevdim...



Hayatta ben en çok babamı sevdim.

Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk

Çarpı bacaklarıyla ha düştü, ha düşecek

Nasıl koşarsa ardından bir devin


O çapkın babamı ben öyle sevdim.

Bilmezdi ki oturduğumuz semti

Geldi mi de gidici hep hep acele işi!

Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi.


Atlastan bakardım nereye gitti,

Öyle öyle ezber ettim gurbeti.

Sevinçten uçardım hasta oldum mu

40’ı geçerse ateş, çağ’rırlar İstanbul’a,


Bi helallaşmak ister elbet, diğ’mi, oğluyla

Tifoyken başardım bu aşk oynunu,

Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu.

En son teftişine çıkana değin


Koştururken ardından o uçmaktaki devin,

Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için

ıldı nefesim, fikrim, canevim

Hayatta ben en çok babamı sevdim.

Can yücel