20 Ocak 2012
Neresi batıyor?.
Gel kardeşim, şöyle geç.
Söyle bakalım, Atatürk milliyetçiliğine niye karşısın? Neresi sana batıyor? Neresi seni rahatsız ediyor da gazetelerin bilgi ağı anketine ilgi duymuş, zamanını vermiş, katılmış ve yanıtlamışsın sorularını.
Atatürk ilkeleri kalksın diye işaretlemişsin sözde, bu anketi yapan haramilere inanırsak. Hem de değil değiştirmek, değiştirilmesinin teklif bile edilemeyeceği yasayla belirtilen, Anayasa’nın ilgili maddesini oylatmışlar sana. Sen de kendinde anayasayı çiğnemeye nasıl bir hak buldunsa bulmuşsun ve suç olan bu eyleme katılmışsın.
Şimdi söyle bakalım, meraktan çatlayacağım:
Niye kalksın Atatürk milliyetçiliktir?... De bakalım akıllı akıllı.... Nedir derdin?
“Ben dışlanıyorum. Ben Kürdüm.”
“Ben yenilikçiyim. Statükoya karşıyım. Herkese özgürlük.”
Ya öyle mi? Ya sen tarihten ders almamışsın, ya da tarih nedir bilmiyorsun! Atatürk kimdir öğrenmemişsin!..
Atatürk milliyetçiliktir ırkçı değil ki dışlanasın!
Irkçılığa karşı bir milliyetçiliktir bu. Özü, Atatürk’ün ünlü sözüdür. Atatürk, Onuncu Yıl Söylevi’nde bu sözü son söz olarak Meclis’te okumuştur. Bu söylevinde on yedi kez Türk Milleti demiştir. Sesli kaydı da vardır.
”
“Ne mutlu Türküm Diyene! Bu söz açıklar Atatürk milliyetçiliğini. Bak gözünü aç, kulağını aç, varsa , sattırmadınsa birilerine aklını, aklını kullan ve bir kez daha oku bakalım:
“Ne mutlu Türküm diyene!”
İsterse Türk olmakla övün, senin bileceğin iştir. İsterse Türküm demekle övün, Türk Milleti’nden olmak sana övünç versin.
İkisi de aynı kapıya çıkar. Bir millete ait olmak. Senin ırkını, soyunu sopunu, kökenini sorgulamıyorlar burada. Milletine, milletim dedin mi tamam.
Milleti de Atatürk tarif etmiş:
“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.”
Ne deniyor bak:
Türkiye Cumhuriyetini kuran…
Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına…
Kimsenin ırkı sorulmuyor , kurucu musun, o soruluyor. Çorbada tuzun var mı? Emeğin, canın kanın var mı? Aynı geçmişten mi geliyoruz, ortak geçmişten? Geleceğin, acın, sevincin aynı mı?
Senin ataların Türkiye Cumhuriyetini kurdu mu? Omuz omuza verdiler mi Türkiye halkıyla, cephelerde saldırganlara karşı savaştılar mı? Yayılmacıları, işgalcileri birlikte mi kovaladınız? Birlikte mi yere düşüp şehitlik katına yükseldiniz? Gazi oldunuz mu, sakat kaldınız mı savaşırken düşmana karşı? Tam bağımsız bir ülke kurduk mu beraber? Vatandaşlık bağıyla bağlı mısınız vatana?
Azınlıklar dışında, millet olarak bütün vatandaşlar aynı haklara mı sahipsiniz ?
Eğitim, sağlık, iş, çalışma, askerlik, vergi, sosyal haklar konularında, adalet karşısında eşit misiniz ?
Sizi sorgulayan oldu mu sen şusun, sen busun dendi mi en üst mevkilere yükselirken?
Cumhurbaşkanı oldunuz mu hem de kaç kez? Bakan, milletvekili, asker, polis, öğretmen, memur? General, ordu komutanı?
Okullar açık mı sana ayrımsız? İş, meslek seçimin sana mı kalmış? Karışanın var mı gezmene, oraya buraya gitmene, yerleşmene, taşınmana… Ananın dilini konuşmana karışan var mı? Bunun için kurslar açmana izin vermeyen var mı? Kurslara katılmana engel olan? Şarkını dinlemene karışan?
Üniversite’de kürsün bile var.
Peki neresinden rahatsızsınız, Atatürk milliyetçiliğinin? Neresi batıyor? Neresi diken? Hı?
“Ben Kürdüm.” “ Ben falanım.” “Ben yenilikçiyim(!). Ben ABD’den güdülen Taraf’lıyım.”
Eee… Sonra?
“Ben ayrı eğitim, ayrı yargı istiyorum. Ayrı vergi … pardon vergi vermemek istiyorum… Ayrı bayrak, ayrı idare istiyorum.
Bu yüzden Anayasa’daki Atatürk ilkelerine karşıyım. “
Tamam beyni yıkanmışım, beyni satın alınmışım veya Atatürk Cumhuriyeti’ne düşmanlıktan gözü dönmüşüm! Kusura bakma bunu söyleyen sana ve bunu söyleten satılmışlara kardeşim diyemeyeceğim. Aynı karından doğan bunu etmez karındaşına.
Dün Ankara’ da, Meclis’te, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Atambayev ne demiş bak:
“Geçmişe tabanca ile ateş edersen, gelecek sana top ile ateş eder.”
Sonra yine demiş ki:
“Türkiye, Kırgızlar için gökyüzünde uzakta parlayan bir yıldızdır. Gökyüzü kapalı olsa bile bulutların arkasında bir yıldızın parladığını biliyoruz.”
Gel, satılmışlara, iş birlikçilere, vatan hainlerine uyma. Bu yıldızın önünü karartma! Kendi kuyunu kazma! Milletine sahip çık… Yayılmacıların oyununa gelme…
Sen bunları istedin, bu istediklerin eksiksiz verildi diyelim, olur a… Kurt dumanlı havayı severmiş. Maşallah dağların dumanı ovaya inmiş. Ortam tam kurtların sevdiği puslu hava...
Diyelim Atatürk milletçiliği kalktı. Irka göre düzenlendik:
Kaç ırk yaşıyor memleketimizde? En az 72 ırk var deniyor. Kısa hesap biz kırk diyelim. Kırk ırka bölündük. Kırk dilcik yumurtladık. Seni, senin yetersiz yerel dilciğinle baş başa bırakırlar mı?
Koskoca Türk Dili bile, yeryüzünde neredeyse yarım milyardan fazla kişinin konuştuğu Türkçe, Türkiye’de İngilizceye yenik. Ağzı burnu kulağı koparılıyor.
Seni ham yapmazlar mı?
Bir iki yıl içinde gâvurun dilini boğazına sokmazlar mı? Altı üstünden zengin olan bu topraklar, bu sular, bu madenler, bu yer, bu göğü sana bırakırlar mı? Gözleri fıldır fıldır dönen İsrail siyonisti neden gelip Urfa’da, Mardin’de, Batman’da kadınlarını doğurtuyor yıllardır? Neden buralara Yahudi ırkına vaat edilmiş topraklar adını takmış bunlar?
Senin karagözün için mi silah veriyorlar dağa çıkan caniye? Eline mayın veriyorlar, bomba veriyorlar…
İsviçre bankaları kasalarını açıyor, besliyorlar, bakıyorlar, salıyorlar askerinin üstüne. Neden?
Hem senin kanını iliğini emen, seni insan yerine saymayan toprak ağalarına karşı tek sözün, tek bir dileğin de yok!
Tuhaf değil mi sence?
Sen onların gözünde köle değil misin? Ayaklarına yüz süren…
Onlar ne olacak? Onların altında marabalığa ikinci sınıf insan olmaya razısın demek?
Ne iş, ne aş, ne okul, ne daha iyi bir yaşam istiyorsun. Profesörlerin bile anlamayacağı ince konularda ise bülbül kesilmişsin.
Peki, bu toprakların altında yatan vatan için can verenler ne olacak?
Bu vatanın her karış toprağının altında sıra sıra yatan şehitlerimiz, vatan için can verenler, onlar ne olacak?
Ne için can verdiler?
Senin kandırılarak, tuzağa düşürülerek, vatanını, eli gözü, yüreği kanlı yayılmacılara tekrar peşkeş çekmen için mi onlar canlarını verdiler vatanları uğruna?
Sen yurdunu, vatanını, milletini hiç mi sevmiyorsun?
Türk yurdu kutsaldır.Vatan sevgisi Atatürk milliyetçiğinin en önemli öğesidir.
Atatürk demiştir ki:
“Vatanımız, Türk Milleti’nin eski ve yüksek tarihi ve topraklarının derinliklerinde varlıklarını sürdüren eserleri ile bugünkü yurttur. Vatan hiçbir kayıt ve şart altında ayrılık kabul etmez bir bütündür.”
Atatürk milliyetçiğinin temeli, senin örfünden, geleneğinden hiç bir şey kaybetmeden manevi değerlerini koruman üzerinedir.
Bunun nesi kötü söyler misin? Bu seni yaşatan suyun, havan değil mi?
Atatürk’e göre, Türkiye halkı, birbiriyle kaynaşmış, ortak bir geçmişe sahip, ülküsü, gelecekte birlikte yaşama arzusu olan bir topluluk olarak, Türk Milleti’ni oluşturur.
“Kendisini Türk sayan, Türk Milleti olmanın onurunu taşıyan herkes Türk’tür. Bu millet bilinci bizi millî davalarda bir arada tutar, ayrıştırmaz, kaynaştırır. Güçlendirir, büyütür.”
Şimdi anladın mı bizi neden ayrıştırmak istiyorlar?
Senin beynine neden giriyorlar?
Neden Atatürk milliyetçiliktir baş düşmanıdır bunların?
Neden?
Anladın mı çocuk?
Hem seni bu topraklarda rahat mı bırakacaklar sanıyorsun? İsrail, Amerika hele hele İngiliz?.. Ermenistan devleti ertesi gün buralar benim deyip her yerini kendi tapusuna geçirmeyecek mi? Senin karnına basacak, karnını eskiden yaptığı gibi deşecek, kalene kendi bayrağını dikmeyecek mi? İsrail gözünün yağını bile yiyecektir…
Onların gözlerinde bir bit kadar değerin olmayacaktır. Arap’a yaptıklarının bin beterini göreceksin!..
Bütün bunları bilerek istiyorsan, Atatürk ilkeleri kaldırılsın, devletin dili Türkçedir denmesin diyorsan, gerçekten bunları bilerek bilinçli istiyorsan söyle bakalım :
Ey benim saf toriğim!
Veya,
Ey benim hinoğlu hinim!
Eloğluna yamanmışım, satılmışım, kandırılmışım, söyle bakalım:
Milletimiz binlerce yıldır etle tırnak gibi kaynaşmış. Eski Yugoslavya değiliz ki eyalet sınırlarından bölünelim! Eyaletlerde yaşayan belli halklarımız yok ki şuradan şuraya çizgiler çekelim...
İstanbul’da da karışmışız. İzmir’de de… Mersin’de de. Antep’te de... Dağda da belde de… Düzde de tepede de…
Nasıl ayıracaksın burası benim, burası senin diye?
Sen bunu dediğin an İstanbul’da Bizans hortlatılacak. Misyonerlere açtırılan 40 bin ev kilisesi, bilmem ne kadar çanlı kilise kırk katına çıkacak. Çanlar çalacak camilerinde belki artık kim bilir?..
Kimi okullarında diz çöktürülüp dersler ”elif be” diye okunacak, kimi okullarında kırk bir çeşit yerel ağız… Hepsinin ortak dili ise İngilizce olacak. Seni hiç ilgilendirmeyen, komşun, akraban, soydaşın, yoldaşın olmayan bir toplumun dili gelecek boğazını tutacak.
Sonra sen ben kavgası başlayacak bizi birleştiren, bizi millet yapan, bir ulus olarak bir arada yaşatan , tutkalımız, mayamız olan Türkçe giderse, Türk Milleti giderse…
Atatürk milliyetçiliği giderse işte başına bunlar gelecek…
Razı mısın?
Gördün mü bak bakakaldın!
Öyleyse “Günaydın!”...
12 Ocak 2012
Mesir macuncu Hamdullah...
Silivri'ye bir de Genelkurmay Başkanı atınca amcam meydanı hepten boş sandı, ahaliye lafı kör beygire hamut geçirir gibi geçiriyor.
Bu zeka seviyesinde bir hukukçu politikacı daha gördüktü vaktiyle.
O başbakanlık koltuğuna kadar tırmanmıştı, Avukatlık hayatında toplam 13 dava almış, 12'sini kaybedip birini de kazandığını fark edemeyince temyize yollamış bir garip adem idi.
Kimleri arar-anar olduk, iyi mi! o adamın bari "vatana ihanet" diyebileceğimiz bir icraatı olmamıştı. Biraz kavrayış özürlüydü, o kadar, Mesir macuncu hukuk tahsilli molla gibi ahaliye 'sazan' muamelesi çekmiyordu bari.
Elem terefiş kem gözlere lazer, hormonlu anketlerde yüzde 50'yi geçmiş gibiler de şu mesir macuncusu Hamdullah'a hangi duayla iktidara çivilendiklerini hatırlatıp, kendi yarattıkları illüzyonla hipnotize olmaktan kurtaralım.
Ahalinin anasından emdiği sütü kulağından çıkartacaksın, 75 milyonluk milletin altından koca ülkeyi çalacaksın ve olmayan oy'un artmaya devam edecek. Hadi len!
2002'de milletvekili bile olamayacak bay Recep'in Siirt'te dolandırıcı Jet Fadıl'ın koltuğundan kaldırılarak yenilenen seçimlerle Meclis'e girebildiği malum.
2002'den itibaren her seçimde - referandumda on binlerce nüfuslu semtleri o ilçeden alıp şu ilçeye bağlama numaraları,Seçim günü saatleri ileri almalar, kimlik numarası olmayana oy kullandırmama cinliği, Tarhan Erdem'in son anda yayınlanan yüzde 50 küsür'lük psikolojik operasyon anketleri.
Dağıtılan kömürler, çeyrek altınlar, kanepeler, çamaşır, bulaşık makineleri vesaire, Seçim günü hava muhalefetinden iptal edilen uçak seferleri, kapanan Doğu'ya giden yollar.
Tehditler, tahditler ve AKP'ye oy veren nabzı atmayan, mezar taşı çoktan eskimiş tırışkadan 6-7 milyon seçmen, AK polislerin otobüslere doldurulup seçim günü oradan oraya taşınması, mükerrer oy kullandırılması.
Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) bilgisayar sisteminin bitmez tükenmez çöküşleri, hack'lenişleri,
Her seçimden önce YSK personeline gizlilik yemini ettirip maaşlarına zam yapmalar, tam da seçim günlerinde YSK'nın internet sayfasının çöküvermesi, her seçimden hemen önce çalınan, kaybolan binlerce muhtarlık bilgisayarı, sonra evvelden programlanmış bilgisayarların törenle muhtarlıklara dağıtılması.
Her seçim öncesi çöken MERNİS, Nüfus Genel Müdürlüğü bilgisayar sistemi, 24 saat yapılamayan nüfus-pasaport müracaatları, 2 kişilik hanenin kaydına 14 nüfus daha ilave etmeler, her seçim öncesi 75 milyon ilan edilen nüfusun, seçimden sonra 70 milyona indirilmesi, seçim günleri sandık başlarını tutan 10 binlerce Fethullah tarikatı müridi, sonuçların o tarikatın haber ajansı tarafından bildirilmesi.
Çankaya gibi AKP'ye oy çıkmayacağı bilinen semtlerde oy kullandırılmayan binlerce vatandaş (sırf bir okulda onlarcasının telaşını her seçimde gözümle gördüm), her seçimden sonra çöplükte bulunan, kamyondan uçuşan AKP dışındaki partilere verilmiş binlerce oy pusulası.
AKP'li belediyelerin ilan panolarını halkı yanlış yapmaya sevk edecek korsan posterlerle donatmalar,
Her seçimden önce ülkeye giren kaynağı belirsiz milyonlarca dolar, kamyon kamyon külçe altın,
En önemlisi de her seçim öncesi PKK ile masaya oturup "aman kan dökmeyi durdurun imajımız sarsılmasın, Güneydoğu'da al gülüm ver gülüm" pazarlıkları, hatta Hizbullah'la 'genel af' pazarlıkları.
"Seçimleri seçmen değil oyları sayan kazandırır" sözünü SEÇSİS dediğin Amerikan Sun Election Systems da mı söylemedi sana!
Arsız arsız "duayla iktidara geldik" demeler, Amerika'nın talimatıyla en seçme askerlerini kendi ülkesinde esir kampına doldurduğun orduya efelenmeler.
Doğru! Sen duayla iktidara geldin. Goldman Sachs duasıyla. O dua'nın gücüne rağmen de yukarıda saydığım tüm seçim hilelerini yapmak zorunda kaldın! Neden? (Yoksa bize söylenmeyen bir yüzde 10 barajının altında kalman tehlikesi mi vardı?)
Al Hamdullah!
Seni iktidara getiren "Goldman Sachs duası, IMF ayeti." Vahiy indiren makamlar: ABD-AB-Barzani-PKK, bankalar, IMF ve muhtelif yabancı istihbarat servisleri.
Ayet şöyle buyruyordu: "AKP %40-45 arası oy alırsa: Piyasalar olumlu bakacak. IMF'yle anlaşmanın yolu açılacak. Piyasalar açısından AKP'nin bu seçimi yüzde 40-45 gibi bir oyla kazanmasının daha olumlu olacağını düşünüyoruz."
Ne duaymış bee! Duayla, hilesiz-hurdasız iktidara geldiğinden(!) meşruiyet arayışın 10 yıldır bitemedi değil mi!
Kıymet Nadir 9 Ocak 2012
7 Ocak 2012
Bu ilginç bağlantılara " Dikkat " edin...
George Soros
Can paker |
Mehmet Barlas |
Her devrin insanları..
Canan Barlas |
Nimet Çubukçu |
Önemli bir akrabalık ilişkisi değil mi? Çok ilginç bir ilişkiler ağı.
*Bilginize...
Asaf Savaş Akat |
Kemal Derviş |
Soru :* Kemal Derviş, DSP lideri Ecevit tarafından Türkiye'ye ilk davet edildiğinde kimin evinde kalmıştı ? En yakın ilişki içinde olduğu kişi kimdi?
Yanıt : *Asaf Savaş Akat !..
Soru :*Başka ?
Yanıt :*Hurşit Güneş;...
Hurşit Güneş |
Soru :*Asaf Savaş Akat, hangi üniversitenin eski rektörlerindendir? Halen hangi üniversitenin Mütevelli Heyeti üyesidir? Ve şu anda da orada öğretim üyesidir ?
Yanıt : *BILGI ÜNİVERSİTESİ. .
Soru : *Asaf Savaş Akat hangi gazetede yazmaktadır?
Yanıt : *VATAN gazetesi..
Soru : *Vatan gazetesinin sahibi kimdir ?
Yanıt : *Zafer Mutlu...
Zafer Mutlu |
Soru : *Zafer Mutlu hangi üniversitenin Mütevelli Heyeti üyesidir ?
Yanıt : *BILGI ÜNIVERSITESI. ..
Mustafa Sarıgül |
Soru : *Mustafa Sarıgül hangi üniversitenin Mütevelli Heyeti üyesidir ?
Yanıt : *BILGI ÜNIVERSITESI..
Soru : *Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Oğuz Özerdem, başka hangi "sivil" toplum örgütünün (!) yönetiminde görevlidir ?
Yanıt : *AÇIK TOPLUM ENSTİTÜSÜ...
Soru : *Açık Toplum Enstitüsü'nün arkasında kim vardır ?
Yanıt : *George SOROS
Soru : *Soros Türkiye'ye geldiğinde hangi üniversitede konferans vermişti ?
Yanıt : *BILGI ÜNIVERSITESI
Soru : *Soros'un desteklediği ve bağlantılı olduğu Üniversite hangi Üniversitedir?
Yanıt : *BILGI ÜNIVERSITESI
Soru : *George Soros ve Açık toplum Üniversitesi Türkiye'de nereye maddi destek sağlar?
Yanıt : *Bilgi Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, TESEV.
Soru : *George Soros ve Açık Toplum Üniversitesi başka nereye yardım sağlar?
Yanıt : *Kadın Derneklerine (Uçan Süpürge, Kadın Girişimciler Derneği, Kadın Yurttaş; gibi), sözde Demokrasi derneklerine.
Soru : *TESEV (Türkiye ve Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı;) yurt dışında başka hangi kurumlarla ilişki içindedir?
Yanıt : *CFR (Council on Foreign Relations), Bilderberg ve Trilateral Komisyon.
CFR |
Soru : *Nereden biliyorsunuz CFR ilişkisini?
Yanıt : *Çünkü CFR Üyeleri 2003 Temmuz ayında TESEV'e gelip, MGK'nin TSK etkisinden arındırılması ve MGK ile TSK'nın zayıflatılması için TESEV'de toplantı yapmışlardır.
Soru : *Kimlerle?
Yanıt : *TESEV başkanı Can Paker (AKP'li Bakan Nimet Çubukcu'nun abisidir), Cengiz Çandar ve diğer Amerikancı başka vakıf üyeleriyle.
Cengiz Çandar |
Soru : *Sonra ne olmuştur?
Yanıt : *MGK etkisizleştirilmiş; ve TSK'ya karşı bir psikolojik savaş zinciri başlamıştır.
Soru : *Siz paranoyak mısınız?
Yanıt : *Hayır, gazeteleri ve çıkan kitapları takip ediyorum.
Soru : *Bilderberg ve CFR nereye bağlıdır?
Yanıt : *Amerikan National Security Council'a, ya da ABD Derin Devletine.
Tüm CIA ve istihbarat örgütleri yöneticileri CFR üyesidir.
CİA |
Soru : *Yok canım, abarttınız!.
Yanıt : *Sadece soruları yanıtlıyorum.
Soru : *Peki Soros'la bağlantılı başka vakıflar var mıdır?.
Yanıt : *Neden olmasın. Democracy Project isimli Sivil Demokrasi Projesinin finansörü NATIONAL ENDOWMENT FOR DEMOCRACY (NED), ki demokrasilerin içindeki bir truva atıdır, bu ilişkileri ve projeleri finansal olarak desteklemektedir.
Soru : *Aklım karıştı, şu TESEV'in İNSAN HAKLARI raporunu ve Liberal Düşünce Topluluğunun yaptığı TSK aleyhindeki anketi de NED finanse etmemiş miydi?
Yanıt : *Evet. Tam üstüne bastınız.
TSK aleyhindeki her hareketin finansörü NED'dir, kendi demokrasilerine göre TSK işlerini bozuyor ya!
Liberal Düşünce Topluluğu ve TESEV tamamen Amerikan Vakıfları gibi çalışmaktadır ve SOROS VAKFI VE AÇIK TOPLUM ENSTİTÜSÜ VAKFI ile ilişkilidir.
Soru : *Sorosun AÇIK TOPLUM ENSTİTÜSÜ, TÜSİAD, TÜSEV, AÇEV, Uluslararası Basın Derneği vb. Sivil Örümcek Kuruluşları da desteklemiyor mu?
Yanıt : *Evet. Bu kadar da değil.. Tablo çok daha büyük. Türkiye içinde NED'in ve SOROS'un artık Devlet içinde Devlet olduğunu söyleyebiliriz.
Soru : *Yani Mustafa Sarıgül Amerikan Vakıfları ve istihbarat yapılanmaları tarafından mı destekleniyor?
Yanıt : *Bravo, Bilgi Üniversitesi de bu eylemler için merkez Üniversite.
Soru : *Mustafa Sarıgül,* Şişli Belediye Başkanı seçildikten sonra eski Şişli Belediye Başkanı (ve tabii yine Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi !) kanun kaçağı Gülay (Atığ) Aslıtürk zamanında yapılan Bilgi Üniversitesi ile ilgili usulsüzlüklerin üzerine gitmiş midir ?
Yanıt : *??? Gitmiştir canım, niye gitmesin !..
Şişli eski bel. Bşk. Gülay Aslıtürk |
Soru : *Hurşit Güneş'in öncülerinden olduğu Yeniden Hareketi Kemal Derviş'i ve Mustafa Sarıgül'ü destekliyor mu ?
Yanıt : *Buna şüphe var mı ?
Soru : *Yeniden Hareketi'nin çıkardığı derginin adı nedir ?
Yanıt : *AÇILIM... *
Soru : *Taner Berksoy, Serhat Güvenç, Erol Katırcıoğlu, Ayhan Kaya, Şule Kut, Pınar Uyan, Boğaç Erozan gibi AÇILIM dergisi yazı kurulu üyeleri hangi üniversitede öğretim üyesidirler?
Yanıt : *BİLGİ ÜNİVERSİTESİ.
Soru : *BİLGİ ÜNİVERSİTESİ aslında bir Amerikan Üniversitesi mi acaba?
Yanıt : GÜNAYDIN!*
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)