“Allah yoluna tutacağımız bu siper
Bin kere Kâbe’ye gitmek demektir.
Bu toprak bizim, biz de bu toprağın sahibiyiz.
Diyen hasan çavuşu sırtından vurdunuz siz
Yaşasaydı şimdi yüzünüze tükürmezmiydi.
Bir damla göz yaşının yürekteki yangınını bilirmisiniz siz
Hiç ciyeriniz yandımı bir evlat acısıyla
Aylarca bir elbiseyi kokladınızmı hasretinden yanarak
Buz gibi mezar taşını kucakladınızmı hiç yavrum diye
Nerden bileceksiniz’ki
Hiç yüreğinizden vuruldunuzmu siz.
Hayat bir armağandı onlara
Aslan gibi deryaları heder ettiniz
Doğumla ölüm arasına kalleşliği eklediniz
Ne uğruna şehit olduklarına sevinecekler şimdi
Bağırlarını delen kurşunun tetikçisini kucakladığınız için’mi?
Onlar vatan toprağı diye bağırlarını siper etmişti
Ne bilsinler sizin güroymak ilçesine Norşin diyeceğinizi
Potamyaya hoş geldiniz pankartıyla karşılanacağınızı Ne bilsinler.
Kötülerin üzerini karla kapatma gibi bir telaşınız var
Gaflet içindesiniz
Kimse değişmez sizinde değişemediğiniz gibi
Bahar yağmurları karı yıkayacaktır
Tıpkı denizin pisliği iade ettiği gibi
Gerçekler kucağınıza dolacaktır.
Ardınıza bir bakın
Binlerce şehit mezarı dikilmiş feryat ediyor
Benim Şehidimin ve gazimin hakları nerede
Şehit anasının babasının hakları nerede
Benim haklarım nerede
Bizmi başlattık bu kahpe savaşı söyleyin.
Hangi şehit ailesini kucakladınız onları kucakladığınız gibi
Söyleyin.
Kime sordunuz yalakalarınızdan başka’da
Açılım peşindesiniz.
Açılım’mış?
Açıl susam açıl
Kırk haramiler doymamış ihanete
İmralı köpeği salınacakmış...
Tufan Ank.